30 Temmuz 2010 Cuma

Fotoğraf ve Yeni Nesil!


    Günümüzde eline fotoğraf makinası alıp birkaç şey çektikten hemen sonra kendini fotoğrafçı olarak niteleyenlerin gırla gittiği bir zamanda yaşamaktayız malumunuz.Kimi gerçekten fotoğrafçı sıfatını hak eder,kimisi etmez.Her insan sanatın bir dalıyla uğraşmak ister hayatının belli dönemlerinde.Genelde üniversite sınavının hemen ardından tabiri caizse üniversiteye kapağı attıktan sonra yapması en kolay olarak görünen fotoğrafçılığa el atılır.İyide yaparlar aslında.İnsanın kendini bir şekilde ifade etmesi,en azından sanatın ucundan tutması güzel bir olgudur.
     Üniversiteye kapağı atan ergenlerimiz birkaç fotoğraf çektikten sonra kendilerini fotoğrafçı olarak görüyorlar ne yazık ki.Bu işin okulunu okuyan ya da yıllarını bu işe verenler ise bir köşeden bakmaktadırlar bu yüzde yetmişi ergen gençlerden oluşan topluluğa…
     Tüm bu fotoğraçı kirliliğinin içinde,aldığı sıfatı hakkıyla yapan ya da en azından o sıfatı hak etmeye çalışan genç fotoğrafçı/fotoğrafçı adayları yokmudur? Elbette vardır…
    Bu yazıya başlamama sebep veren ve fotoğraf sanatında genç isimlerin gelecek vaat etmesine örnek gösterilecek bir isim Emircan Soksan.Kendisi henüz  19 yaşında olmasına rağmen işini gereğince ciddiyetle yapan nadir isimlerden.Çoğu fotoğrafçı adayı doğa fotoğrafı çekmeyi tercih ederken Emircan kendini modellerle ifade etmekten yana.Her ay karşımıza yeni konseptler ve yeni modellerle  çıkan Emircan,gelecek vaat eden bir fotoğrafçı adayı.”Sanat göreceli bir kavramdır” sözünü bana hatırlatan Emircan’ın birkaç konsept çalışmasını beğenmesemde çoğunlukla iyi işler başardığını ve gittikçe daha iyiye gittiğini söyleyebilirim.Özellikle son çalışması "Le Freak" çok başarılı...
    Ülkemizde sanat fazlasıyla hafife alınırken,yeni nesilde işini ciddiyetle yapan sanatçı adaylarının olduğunu görmek sevindirici.Yeni nesil,sanat sizin ellerinizde :)
                      
                                                                                                                    Koray Tansu İlhan         
 

Gece Evi Serisi

Stephenie Meyer’ın  adeta kült haline gelen “Alacakaranlık Efsanesi” olarak adlandırılan kitaplarının ardından yeni bir teenage furyası başlamış bulunmakta.GECE EVİ SERİSİ…
    2000’li yılların teenage romanlarının olmazsa olmaz konusu “vampirler ve bir genç kız” olayı bu serininde ana konusu olma özelliği taşımakta.Ancak Gece Evi Serisini Twilight tan ayıran en önemli özellik bir aşk romanı değil daha çok aksiyon türünde olması.
   Gece Evi Serisi,hikayenin baş kahramanı olan Zoey Redbird’ün ağzından yazılma kitaplardan oluşmakta.Durum böyle olunca hikayenin akıcılığı artmakta.Zaten günümüz teenage romanlarının hepsi baş kahramanın ağzından yazılmıyor mu?
   Serinin ilk kitabı olan İŞARET, Zoey Redbird’ün vampir olması ve ardından vampir okuluna başlaması ile başlamakta.Ardından Zoey’nin ve arkadaşlarının başına gelen olaylar ve gelişmelerle hikaye ilerlemekte.
   Twilight ile karşılaştırılınca kesinlikle daha iyi olan gece evi serisi, aşk romanından çok aksiyon ve gençlik romanı arayanlar için  daha iyi bir tercih.Ben her iki seriyide okumuş biri olarak Gece Evi Serisinin çok daha iyi olduğu görüşündeyim… 
 serinin kitapları:işaret,ihanet,seçilmiş,vahşi,av,baştan çıkarılmış,yanmış...
                                                                                         Koray Tansu İlhan

Tarkan-Adımı Kalbine Yaz


Adımı Kalbine Yaz! Tarkanın 2007 yılında çıkardığı Metamorfoz isimli albümünün ardından merakla beklenen albümü “Adımı Kalbime Yaz” dün itibariyle müzik marketlerde yerini aldı.
   Tarkan albüm yayınlanmadan önce dinleyicilerine sürpriz yaparak şarkıların kısa versiyonlarını internette yayınladı.Kısa versiyonlar dinlendikten sonra  yorumlar başladı.İyi yorumlar olduğu gibi kötü yorumlarda vardı.
   Elbette bende şarkıların kısa versiyonlarını dinledim fakat daha önce kısa versiyonları yayınlanan şarkıların uzun versiyonlarıyla farklılıklar gösterdiğini bildiğim için yorum yapmanın erken olduğunu düşünüp albümün çıkmasını bekledim .Albüm çıkar çıkmaz alıp dinledim.Şunu söylemeliyim ki beklediğim gibi bir albüm olmamış. Nasıl bir albüm bekliyordum? Elbette karma ve dudu albümü gibi çoşkulu şarkılarla dolu bir albüm. Albüm öncekilere göre daha slow  şarkılar içeriyor.Benim şahsi yorumum ise albümdeki  bir şarkı hariç (ki oda usta-çırak adlı şarkı) bütün şarkıların çok güzel olduğu.Özellikle albüme adını veren “Adımı Kalbine Yaz” adlı şarkı dünden beri dilimden düşmemekle birlikte benim için özel şarkılar listeme bile girdi.Slow şarkıların yanı sıra albümde yer alan “öp” adlı şarkı önceki albümlerde yer alan şarkıları anımsatıyor…Güzel bir kliple yazın son ayında hit şarkılar arasına gireceğini düşünmekteyim…
   Her şey bir yana, türk pop müzik piyasası Soner Sarıkabadayı ve Serdar Ortaç’ın absürd şarkılarıyla dolmuşken Tarkan’ın her şarkısı ayrı derinliklere ve güzelliklere sahip “Adımı Kalbine Yaz” albümü ilaç gibi geldi…


                                                                                                                         Koray Tansu İlhan